Tam bir Türk düşmanıdır.
Bir motosiklet kazasında ölmüştür.
Thomas Edward Lawrence İngilizlerin Orta Doğu’daki ünlü casus subaylarından. İngilterenin Galler bölgesinde 1888 yılında doğdu. Thomas Edward’ın aile adı Chopman olmasına rağmen, İskoçyalı bir rahibeyle evlenebilmek için Lawrence (Lavrens) soyadını aldı. Hıristiyanlığın koyu bir taassuba sahip Cizvit Tarikatının okuluna girdi. Burada iyi bir eğitim ve öğretim görerek, yetiştirildi.
İngilizlerin Orta Doğu’ya yayılma siyaseti istikametindeki faaliyetlerine katılıp, 1910 yılında Türkiye’ye geldi. Fırat Nehri kıyısında arkeolojik araştırmalar adı altında, petrol etüdü, siyasi ve etnolojik bilgiler topladı. Mezopotamya, Suriye, Filistin ve Mısır’ı gezip, Arapça ve İslam adetlerini öğrendi. İngiltere’ye dönüp, 1911’de Oxford’da doktorasını verdi. Tekrar Orta Doğu’ya dönüp, Arap ülkelerinde çalışmaya başladı.
Birinci Dünya Savaşı İngiliz ordusunda vazife aldı. İslam aleminin en büyük devleti ve hilafet makamına sahip Osmanlı Devleti de, İttihatçılar tarafından savaşa sokulunca, casusluk vazifesiyle tekrar Orta Doğu’ya gönderildi.
Birinci Dünya Savaşı yüzbaşı rütbesiyle, İngiliz İstihbarat Teşkilatı olan İntelligence Service’te casus olarak çalıştı. Vazifesi, İttifak Devletleri safında harbe sokulan Osmanlı Devleti hakimiyetindeki Arap ülkelerinde isyan çıkartmaktı. Yüzyıllardır Osmanlı hakimiyetinde sulh, sükun ve huzur içinde yaşayan Araplara, kavmiyetçiliğin dini bağlardan daha önemli olduğu propagandasını yaptı. Kendisini Arap Davasına inanmış birisi olarak tanıtıyordu. Arap liderleriyle görüşüp, Osmanlı Devletinden kurtulma zamanının geldiği istikametinde faaliyetlerde bulunuyordu. Vehhabi Abdülaziz bin Sü’ud ile münasebet kurup, onun yakın adamı oldu. Abdülaziz bin Sü’ud’a, İngiltere’den külliyetli miktarda para, silah, cephane, teçhizat ve levazım malzemesi sağladı. İttihatçı subayların Arap ülkelerindeki zulüm ve ahlaksızlıklarını kendine malzeme yapıp, bölgeyi Osmanlı Devletine karşı isyan haline getirmeyi başardı. asi Arapları da Yemen, Filistin, Irak cephelerinde İngilizlerin safında yer aldırttı.
Lawrens, gerilla harpleri yaptırarak Türk kuvvetlerine çok zarar verdirdi. Türk kuvvetlerinin Hicaz’a ulaşımını sağlayan Şam-Hicaz demiryolunu kısmen tahrib ettirdi. Demiryolu istasyonlarına gece baskını yaptırdı. Osmanlıya bağlı Hicaz ahalisi dışında Vehhabileri ve asileri Türk düşmanlığı ile körükleyip, Mekke ve Medine’de de hiyanetlere sebeb oldu.
Arap alemini Osmanlılardan ayırıp, İngiltere’nin sömürgesi haline soktu. Dünyaya Arap kahramanı olarak tanıtılıp, İstiklal davası adı altında Müslümanlara, meşru devlete karşı isyan fikirleri ekti.
Kitap yazıp, konferanslar vererek kendini şeyh, diye tanıttı. Kuvvetli hitabeti, cin fikri ve İslam düşmanlarından aldığı bol yardımlarla pekçok kimseyi etrafında topladı. Müslümanların imanını bozucu fikirlerini yaydı. Çölde İsyan, Darphane, Hikmetin Yedi Direği adlı kitaplarını ve mektuplarını yayınladı.
Lavrens, Birinci Dünya Savaşın sonra Osmanlı Devleti yıkılınca, vazifesini tamamlamış olarak İngiltere’ye döndü. Orta Doğu’ya empoze ettiği fikirleri Arap milliyetçiliği ötesinde yayıldı. Arap aleminde, aynı din, dil, ülke ve ırka mensub olmalarına rağmen birbirine düşman pekçok devlet kuruldu. İsrail Devletinin kurulmasına fırsat verdirip, Arap alemini birbirine düşman haline getirdi. Birkaç kere adını değiştirdi. John Hume Ross adıyla İngiliz Hava Kuvvetlerine girdi. Casus olduğu anlaşılınca, uzaklaştırıldı. Thomas Edward Shaw adıyla önce tank birliklerinde, sonra da tekrar Hava Kuvvetlerinde vazife aldı. 1935’te İngiliz ordusundan emekli oldu. Aynı sene Dorsetshire’de motosiklet kazasında öldü.
—–
ünlü ingiliz casusu lawrence’in anadolu topraklarında tarihi eser kaçakçılığının öncüsü olduğunu ve zeugma’da kazı yaptığını biliyor muydunuz ?…
Osmanlı’yı karalama çalışmaları ve Arapları kışkırtarak Osmanlı Devleti’ni arkadan vurma konusundaki becerisini bildiğimiz Thomas Edward Lawrence’in meğer başka meziyetleri de varmış. Hangi meziyetinden bahsettiğimi merak ediyorsanız aşağıdaki satırları okuyunuz…
İngiliz casusu Lawrence’ın Zeugma’da kaçak kazı ve eser kaçakçılığı yapanların öncüsü olduğu ortaya çıktı. Bir kısmı Birecik Barajı göl suları altında kalan Belkıs Zeugma antik kentinin yıllardır talana maruz kaldığı ve İngiliz casusu Lawrence’ın Zeugma’da kaçak kazı ve eser hırsızlığı yapanların öncüsü olduğu açıklandı.Gaziantep Arkeoloji Müzesi eski Müdürü ve Gaziantep Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Rıfat Ergeç, Lawrence’ın British Museum’a eser temin etmek için Zeugma’da kazı yaptığının ortaya çıktığını söyledi. Rıfat Ergeç, Zeugma’nın, antik bir harita olan Peutinger Levhası (M.S. III.-IV. yüzyılda çizilmiş, daha sonra 1465-1547 yılları arasında yaşayan Alman antikacı Peutinger tarafından 1507’de kopyalanarak çoğaltılan Roma İmparatorluğu’nun yol haritası) sayesinde eskiden beri Fırat kıyısında bulunduğu bilinen, ancak kesin yeri belirlenemeyen antik kent olduğuna işaret etti.Ergeç, “20. yüzyılın başlarında, Karkamış’ta kazı yapan ekibe bir süre katıldığı bilinen İngiliz casusu Lawrence’in hem British Museum’a eser temin etmek, hem de kendi çıkarları için Zeugma’da kazı yaptığı biliniyor’ dedi. Ergeç, ‘Lawrence’in Zeugma’da başlamasına yol açtığı kaçak kazı ve eski eser kaçakçılığının ardından, bölgede araştırma yapan bilim adamlarınca Zeugma’nın, Belkıs Köyü yakınındaki ören yeri olabileceği düşünülmüş’ diye konuştu.Rıfat Ergeç, ‘Arabistanlı Lawrence’ olarak da tanımlanan İngiliz casusu Thomas Edward Lawrence’in, 1911-1914 yılları arasında imal edilen ve Arabistan’dan getirip Gaziantep’te kullandığı öne sürülen NSU marka motosikletini, Hasan Süzer Etnoğrafya Müzesi’nin kullanılmayan bir bölümünde bulduklarını bildirdi. İngiltere ya da Hollanda yapımı olduğu belirlenen motosikletin gazyağı ile çalıştırıldıktan sonra özel bölümdeki suyun ısınmasına bağlı olarak oluşan buhar ile hareket ettiğini anlatan Ergeç, sözlerine şöyle devam etti: “ ‘Karkamış kazı ekibinde yer aldığı bilinen Lawrence, Arabistan’dan gelirken getirdiği bir motosiklet ile Karkamış başta olmak üzere, yörede tarihi eserlerin bulunduğu yerlere gidip gelmiş.Gaziantepli yaşlı kuşak, Arkeoloji Müzesi’nde sergilediğimiz motosikletin, Lawrence’ın 1917-1918 yıllarında Karkamış ve diğer kültürel varlıkların bulunduğu yerlere gidip gelirken kullandığı motosiklet olduğunu iddia ediyor. “Belkıs Köyü ve Zeugma antik kentinin çok eski tarihlerden itibaren kaçak kazılara ve kaçakçılığa sahne olduğunu vurgulayan Ergeç, şöyle konuştu: “20. yüzyılın başlarından itibaren çevre köylülerce eski eserlerin para ettiğinin öğrenilmesi üzerine, ören yeri adeta köstebek yuvasına dönmüş, yol güzergahından bir hayli içeride ve gözden uzak olduğu için de kaçakçılar rahat bir çalışma ortamı bulmuşlar. Çalınan eserlerin tamamının yurtdışına götürüldüğü tahmin ediliyor.”
Yirminci yüzyılın başlarında, Osmanlı’yı arkadan vurmak ve Osmanlı’yı karalamak için iftira atmak gibi iğrençliklerin baş aktörü olan Lawrence’in Osmanlı’nın ( sürekli kötülediği ) tarihi mirasına ait eserleri ise büyük bir iştahla incelemiş olması oldukça düşündürücü…Lawrence ve onun gibilerin oyunuyla Türk milletini arkadan vuranlar ise acaba bu insanların gerçek yüzünü ne zaman görecekler ? Bu arada eşsiz bir tarihe ve tarih mirasına sahip olan Anadolu topraklarında kimbilir şu anda kaç tane Lawrence dolaşıyor ve salyalı ağızlarıyla, kim bilir hangi zenginliğimizi çalıp götürme planları yapıyorlardır ?…