Anasayfa / Dağarcık / Bilgi Demeti / Tatlı Bir Sahtekarlık: Anastasya Olayı

Tatlı Bir Sahtekarlık: Anastasya Olayı

“Anastasya olayı”, tarihin en tatlı, en romantik ve en çok ses getiren sahtekârlıklarından biri idi ve dünyayı tam 75 yıl boyunca meşgul etmişti… Gerçek kimliği hiçbir zaman ortaya çıkartılamamış olan bir kadın, Rusya’nın son Çar’ı İkinci Nikola’nın ailesi ile beraber kurşuna dizildiği bilinen kızı Anastasya olduğunu iddia etmiş ve işin aslı, yani kadının yalan söylediği Çar ailesinin mezarının bulunmasından sonra yapılan DNA analizleri ile anlaşılabilmişti.

Anastasya, Çar Nikola’nın dört kızının en küçüğüydü. 1901’in 5 Haziran’ında doğdu, 16 yaşına geldiğinde Rus ihtilâli patladı, babası Nikola tahttan feragat edince ailesi ile beraber Anastasya da gözaltına alındı ve önce Tobolsk’a, oradan da Yekaterinburg’a nakledildi. Yekaterinburg’da yaşananları biliyorsunuz… Çar ve ailesi, monarşi yanlılarının karşı darbesinden korkan Ural Sovyeti’nin emriyle 17 Temmuz 1918’de kapatıldığı evin bodrumunda yaylım ateşine tutuldu; Anastasya, babası, annesi, üç kız ve bir erkek kardeşi orada can verdiler…

 

İntihara Kalkıştı
Çar ailesinin katledildiğinin duyulmasının hemen ardından, Avrupa’da peş peşe “Prenses Anastasya”lar ortaya çıkmaya başladı. Söyledikleri hep aynıydı: Çar Nikola’nın kızıydılar ve Yekaterinburg katliamından kurtulmayı başarmışlardı.

Bol miktardaki Anastasyalar’dan sadece birinin yıldızı parladı: 1923’te, Berlin’de ortaya çıkan ve bir köprüden atlayıp intihara teşebbüs etmek üzereyken kurtarılan kızın… Hafızasını kaybettiğini söylüyor ve sadece “Ben, Çar’ın kızı Anastasya’yım” diyordu. Genç kız zamanla Romanoflar’ın, yani Rus hanedanının Avrupa’da yaşayan bazı mensuplarını ikna etmeyi başardı ve hatta onlardan biriyle, Prens Eric’le kısa bir aşk bile yaşadı… Ama hanedanın reisi Büyük Dük Kirill, Anastasya’nın gerçek olduğuna hiçbir zaman inanmadı ve birbirlerine karşı açtıkları dava tam 31 yıl sürdü. Mahkeme, “Prenses Anastasya’nın ölüp ölmediği konusu kuşkuludur” şeklinde tartışmalı bir kararla nihayete erdi…

Genç kadın sonra Birleşik Amerika’ya yerleşti ve Anna Anderson adını aldı. Öyküsü zamanla filmlere ve kitaplara konu oldu. İlk Anastasya filmi 1956’da çevrildi ve başrolü Ingrid Bergman oynadı. Sonra, Amy Irwing bir TV dizisi yaptı, konu beyazperdeye daha sonra yeniden iki defa aktarıldı. Filmlerin ilkinde Anastasya’yı Meg Ryan oynadı; diğeri ise bir çizgi filmdi.

DNA Testi İle Anlaşıldı
Anna Anderson hayata 1982’de, 80’li yaşlarında veda etti ve sırlarını da beraberine götürdü. Daha doğrusu “kendisiyle beraber götürdüğü” zannedildi ve gerçek seneler sonra ortaya çıktı: Çar ailesinin Yekaterinburg’da bulunan mezarlarındaki kemiklere yapılan DNA testleri asıl Anastasya’nın, yahut tam ismi ile “Büyük Düşes Anastasia Nikolayevna Romanof”un katliamdan kurtulamadığını, ailesi ile beraber can verdiğini ve sonraki senelerde ortaya çıkan Anastasya’ların tamamının sahtekâr olduğunu gösterdi…

İşte, tarihin bu en tatlı, en romantik ve en çok ses getiren sahtekârlığının kısa öyküsü…

MURAT BARDAKÇI’ dan alıntı

Hakkında Admin

Buna da bakabilirsiniz

Osmanlı Döneminde Harem Ağaları

Harem içerisindeki kadınları korumak amacıyla hadım kullanımı hem Ortadoğu’da hem de Uzakdoğu’da yüzyıllardır geleneksel olmasına …