Çoğumuzun “fare” gözüyle bakıp ta pek de önemsemediği mouse’ların, son yıllarda oldukça büyük evrimler geçirdiği inkar edilemez bir gerçek. İlk mouse 1984 yılında APPLE firması tarafından bilgisayar kullanıcılarının hizmetine sunulmuştu. O günden beri bilgisayar kullanımını oldukça kolaylaştıran ve kelimenin tam anlamıyla üstüne düşen tüm görevleri fazlasıyla yerine getiren mouse’lar, günümüzde çok daha fazla fonksiyonellik kazandı.
Standart mouse da dörder tane enfraruj LED diyot ve foto transistör bulunur. Bu elemanlar mouse topunun çevirdiği çarkın konumlarını algılar ve buna ait mantıksal 0 ve 1’leri bilgisayara gönderirler. Mouse’nin diğer elemanları ise fare üzerinde mevcut bulunan butonlardır. Butonlara basıldığı zaman mouse’un mouse’un işlemcisi buna ait bir data satırı oluşturarak bilgisayara gönderir. Bilgisayar kendi içersinde bu komutu, data satırını alarak işler ve ilgili işlemi yürütür. Bildiğimiz standart farelerin işlemcileri genelde 4 Mhz’lik bir kristal frekans ile çalışırlar. İşte alt kısmındaki top sayesinde hareketi algılayan ve sol, sağ butonlarla komut gönderen standart mouse’ların çalışma prensipleri bu kadar basittir aslında.
Fakat günümüzde kullanılan optik mouse’ların sistemleri oldukça farklıdır. Ve ne yalan söylemeli standart mouse’lara nazaran epey de komplikedir.
Farkı Teknolojisi
Teknolojik ilerlemenin doğası gereği tüm bilgisayar kullanıcılarının el altında bulundurduğu standart mouse’lar yerlerini yavaş yavaş optik mouse’lara bırakıyor. Peki nasıl çalışır bu optik mouse’lar? En basit anlatımıyla optik mouse’lar diğer mouse’lar gibi hareketimizi lgılamak için bir topa gerek duymazlar. 1999 yılında Agilent Technologies tarafından üretilen ilk optik mouse, küçük bir kamera taşıyordu. Vesaniyede tam 1500 kare fotoğraf alarak hareketleri algılayabiliyordu. Günümüz teknolojisinde ise bu küçük kamera yerini kımızı LED’lere (Light Emitting Diyote) bıraktı. Gönderdiğimiz hareket komutları bu LED’lerden yansıyan ışık ile CMOS (Complimantary Metal Oxide Semiconductor) adı verilen sensöre ulaşarak hareketleri algılayabiliyor.algılanan hareketin yerine getirilmesi ve bilgisayara iletilmesi için yapılacak diğer işlem ise, DSP analizi. Açılımı Digital Signal Processor olan DSP teknolojisi, CMOS’tan gelen sinyalleri saniyede 18 milyon talimat ile örnekleyerek değerlendirir ve bilgisayara yerine getirilmesi gereken hareketi iletir. Ardı ardına gelen sinyalleri ise DSP, temel komutlar üzerinde kurulu olan sistemde gelen sinyallerin birbirinden uzaklığına ve benzerliklerine göre belirleyip aynı koordinatları bilgisayara iletir. Gelen sinyaller doğrultusunda mouse göstergesi ekran üzerinde isteğe göre hareket eder. Tabi optik mouse’un işleyiş sistemi ile ilgili tüm bu anlattıklarımız saniyenin yüzde biri gibi bir zamanda ve oldukça düzgün bir şekilde gerçekleşir.
Optik mouse’ların farkları ve faydaları
Optik Mouseların diğer mouse’lara göre birkaç faydası daha vardır. Örneğin bir optik mouse’da Asla hareket yetersizliği ve topun pisliği nedeniyle oluşabilecek sorunları yaşamazsınız. Tipik top sayesinde çalışan mouse’lardaki kirlenme ve bu kirlenme nedeniyle oluşan hareket yetersizliği sorunu optik mouse kullanımı ile tarihe karışır ve siz optik mouse kullandığınız sürece mouse temizliği yapmak zorunda kalmazsınız. Optik mouse’larda olmayan ve doğal olarak azalan parça (Örneğin; mouse topu), kullanılan diğer mouse’lara göre daha düzgün ve kesin sonuç alınmasını sağlar. Optik mouse’lar mouse pad’lere ve benzeri özel aparatlara ihtiyaç duymazlar ve her düz yüzeyde düzgün sonuç verirler.
LED teknolojisi ile çalışan optik mouse’ların sergilediği performans da gayet iyidir. Önimüzdeki yıllarda optik mouse’larda kullanılan LED teknolojisinin daha da değiştiğini göreceğiz ve oldukça hassa yeni teknolojilerle tanışacağız. Üzerinde çalışılan bu yeni sistemde çalışma tarzı olarak mouse’un hareket etmesiyle beraber ışığın çok daha çabuk bir şekilde iletilmesi temel ilke olarak alınmış. Yeni optik mouse’lar ışığın her kesilmesinde algılayıcının bilgisayara gönderdiği sinyalleri çok daha çabuk bir şekilde ekrana yansıtabilecek.
Fakat bu tür mouse’u kullanmak biraz daha zor olacak. Çünkü tam olarak hareketinizi durduramadığınız sürece sinyal istemeye devam edecek olan algılayıcı, kullanıcıları zor duruma sokabilecek. Öte yandan kullanıcılar da çok hızlı bir şekilde gelişmelere ayak uydurup, yeni alışkanlıklar geliştirecekler.