Hep seni yaşarım rüyalarımda…
Ayrılıklarda kavuşma umudum,
Yokluğunda bulduğumdun…
Toprak rengi gözlerin,
Gazap çiçeği sözlerin,
Cennet meyvesi dudakların,
Ve sen…
Sevdamın çekirdeği.
Sen…
Kaçkar’ın başındaki duman…
Nemrut dağında gün batımı…
Ve aşkın en özgün anlatımı…
Bazen durgun sular gibi,
Munis ve sevecen,
Bazen kayalara vuran
Hırçın dalgalar gibi,
Tatlı bir deli…
Saçlarında oynaşan rüzgâr,
Ve mistik bir şarkı gibi dinlediğim
Yüreğimi delip geçen
O zalim kirpiklerin…
Ve sen…
Ruhun,
Gözlerin,
Dudakların,
Sözlerin,
Saçların,
Kirpiklerin,
Yani bütün güzelliklerin.
Al hepsini koy bir yere…
Ne kaldı ki geriye?
Sonsuzluk ateşi gibi,
Sonsuza dek yanan
Bir kara sevda…
Birde,
Ahdımıza ihanet,
Anlamsız bir elveda…
Sadri HAŞİMOĞLU